Bu soruyu oldukça ünlü bir deney ile açıklayacağım. Zimbardo, toplumsal rollerin insanlar üzerindeki etkisini araştırmak için bir grup öğrenciyi topluyor. Bu öğrencileri gardiyanlar ve mahkumlar olmak üzere iki sınıfa ayırıyor. Gerçekçi bir hapishane ortamı yaratıp denekler incelenmeye başlanıyor. İki hafta sürmesi planlanan deney mahkumların gardiyanlara karşı çıkması, gardiyanların mahkumlara şiddet uygulaması, mahkumların suçlu psikolojisine girmesi gibi nedenlerle erkenden sonlandırılmak zorunda kalıyor. Denekler başından beri her şeyin kurgu olduğunu bilseler de rollerine sıkı sıkıya tutunup içselleştiriyorlar. Pek etik bir deney olmasa da ulaşılması gereken sonuca çok net bir biçimde ulaştırıyor.
Şimdi sorumuza gelecek olursak bizler de Zimbardo'nun denekleri gibi toplumun dayattığı, insanların bizim için oluşturduğu kalıplara giriyor muyuz? Şu şekillerde de sorabiliriz bu soruyu:
Sakarsın, beceriksizsin diye diye büyüttüğümüz; sakarlığı onun için normalleştirdiğimiz çocuğun sakar olmaktan başka çaresi var mıdır?
Ya da "Sen hırsızsın." diye itham ettiğimiz, hırsız olduğuna herkesi inandırdığımız insanı çalmaya sürükleyebilir miyiz?