1
güçlü bir asker zannedilirim;
tüm dünyanın yükünü omuzlayan ve asla yıkılmayan.
bilmezler, bilmedikleri tek bir şey:
yokluğun dünyanın en ağır yükünden bile ağır.
ve yokluğunu ben değil,
zamanın ta kendisi taşır.
bilir misin bir kadının hayalinde yer almamanın ağırlığını?
yıldırmaya başladım zamanı;
tükenecek.
ve tükendiği gibi de tüketecek.
2
tükendi ve tüketti zaman;
dostlarım oldu şişeler ve kaldırım.
döndü gelecek arkasını,
sırtına geçmişi sapladım.
çocukluğumun bittiği yerde şarap kırmızısı dudakların,
sesi yükselen bomfunk'ın,
tadı kaçmış yalnızlığın ve dahası var.
çocukluğumun bittiği yerde artık yokluğum var.
ve bu yokluk göz ile gök arasındaki boşluk kadar.
neler mi yaptım?
sustum ve ruhumdan parçalar kopartıp kağıtlara attım.
anlattım, anlamadılar.
anlatacağım, anlamayacaklar.