Kayıp kalabalıklar çoğalırken ıssız sokaklarda, sokağın başı çoktan tutulmuştu kıştan.
Ruhun faydasızlığı belirirken kumsalda, yalnızlığımız sevişti bir otel odasında. Kahvaltı yapmadık yine öğlene kadar uyuduk. Aslında biz hep uyuduk. Huysuz adamlar huysuz kadınlar kendilerini tatmin ederken kuytu da, aslında biz rakıya çoktan oturmuştuk. Umrumuzda değildi kim kime dum duma. O an önemli olan balığın yanında ki rokaydı, deniz börülcesiydi, ahtapot salatasıydı. Ha bir de sevişmemiz lazımdı.
Gecenin bitmesine bir mevsim kalmıştı ki mevsimsizliği tercih etti. Sonra anlamsızca bana baktı;
Gidelim mi bu şehirden?
Gidelim dedim, gidelim. Bok var sanki..