1990 yılında ingiliz bbc televizyonunda yayınlanan bir belgesel ile duyulan bu olay reenkarnasyonun en büyük kanıtlarından biri olarak gösteriliyor.
hintli bir çocuk olan titu 2,5 yaşındayken ailesine önceki yaşamından kesitleri ve agra şehrindeki eski evini anlatmaya başlar.
anlattıkları şeyler arasında önceki hayatında bir radyo dükkanında çalışması, adının suresh verma olması ve hatta uma isimli eşinden de 2 çocuk babası olması gibi ilginç detaylar da vardı.
ilk zamanlar pek ciddiye alınmasa da titu’nun bir gün silahla vurularak öldürüldüğünü ve cesedinin yakılıp nehre atıldığını söylemesi ailesini korkutmaya başlamıştı.
ailesi titu’nun söylediklerini araştırması için abisini olayı detaylıca araştırması için agra’ya yollar. işte tüm hikaye de bundan sonra başlar.
abisi agra’ya ulaştığında titu’nun söylediklerini araştırırken uma isimli 2 çocuk sahibi dul bir kadının ilettiği suresh radyo isimli bir dükkan görür.
abisi olayları uma’ya anlattıktan sonra ise uma hemen çocuğu görmek ister. titu bunun üzerine agra’ya gelir. geldiğinde ilginç bir şekilde iki çocuğunu da hemen tanır.
hatta radyo dükkanındaki küçük değişiklikleri bile fark etmiştir. uma’ya önceden gittikleri bir panayırı anlatır ve evlerinin bahçesine gömdükleri altınlardan bahseder.
otopsi raporlarına bakıldığında önceki hayatında sağ şakağından vurulup öldürüldüğü ve kurşunun kafasının sol tarafından çıktığı yazılıydı. bunun üzerine titu’nun saçları canlı yayında tıraş edilir.
kurşunun çıktığı kısımda 2 yara izi olduğu canlı yayında ortaya çıkan titu tüm dünya basınını şoka sokar.
titu bunca şeyin üstüne agra’daki bir mahkemeye cinayetin başka ayrıntılarını da anlatır ve savcıları davayı yeniden açmaları için ikna eder. titu’nun verdiği bilgiler sonrasında ise suresh’in katili cinayeti itiraf eder ve olay çözülmüş olur.
bu olay hala tüm dünyada reenkarnasyonun en önemli delili olarak gösterilmektedir.