Evvvet.. Mini mini birler, çalışkan ikiler, şirin şirin sevgi pıtırcığı ponçikler, kulak verin bana bi;
Aşk denilen şey şüphesiz dünyanın en kutsal ve en saygı duyulası hissidir. Insana inanılmaz şeyler başartabilir ve tek gözlü evde bile insana kendini saraylarda hissettirir. Bu hakikaten mucizevi bir durum ve bu nadir gerçekleşen şey yakalandığı an sıkı sıkı kavranmalı ve bırakılmamalı. Ve sonucu ne olursa olsun aşk deryasında sonsuz gezintiye dalınmalı.. İnsan olmanın yegane gereğidir sevmek, çünkü ınsanoğlu sosyal bir varlık ve sıradan sosyal etkileşimler haricinde birde ek olarak duygusal etkileşim gerekir. Ancak o zaman insan şu meşhur kayıp olan elmanın ikinci yarısını bulur ve tamamlar.
Ama baķın, yazının başında belirttiğim gibi NADİREN gerçekleşen bir durumdur bu! Sıradan bir insanın başına ya bir defa gelir yada şanslı ise ikinci defa gelir. Her muhtemel ilişki başlangıcında çok çok ciddi bir ilişki gibi ve beklentilerini yüksek tutarak dalarsan eğer kusura bakma ama sonu %90 ihtimal ile hüsran ! Sonra battaniye altına girer salya sümük kıvranıp aglayıp sızlanırsın. Beyler sizde aynı durumda çilingir sofrasında açarsınız bi büyük ve paytak paytak yürürken ortalığa ne olduğu anlaşılmayan saçma sapan nâralar atarsınız. ( Bu kıvranma ve nâra atma yada dağıtma durumunun da samimiyetine gram ihtimal vermiyorum. Bu sadece öğrenilmiş tepki). Yahu beybilerim, sosyal medya ile aram yok ama arada bir de olsa göz atmak istediğim de karşıma 10 yaşından tut 50 yaşına kadar Franz kafka çaresizliğinde ve Sabahattin Ali kıvamında yığınla insan görüyorum. Ya arkadas biride benim hayatım iyi gidiyor demezmi ya, demiyor işte! Aga bu iste bi terslik yokmu ? Sen ne oldun da başına ne geldide kendini aşıktan sayıp triplere girdin evladım ? Aşk kavramı o kadar boş ki artık ardımızdan yetişen çocuklarda bizden örnek alıp 3 günlük 5 günlük ilişkilere ciddi gözü ile bakıp bitincede ödevlerini yapmak yerine depresyonlara girip helak oluyor.
Şimdi gerçek aşkın tanımını kurcalamayı bırakayım da sadede geleyim. Bilirsiniz taraflar arasında bir flört dönemi olur. Bu dönemde yiyilir içilir eğlenilir gezilir tozulur beraber her halt yenir ve taraflar eğer aralarındaki ilişkinin devam edebileceğine kanaat getirirlerse alırlar başlarını ve devam ederler. Birbirine uyumlu iki insan bulmak gercekten zordur o yuzden ciddi anlamda beraber olunacak birini bulana kadar aradan 30 kisi de geçebilir bu normal. Bu flört dönemlerinde bile ilişkiyi ciddiye alıpta sonunda zil zurna olmak neyin kafası ? Öyle bir aforizmalar kasılıyorki anlatamam. Sanırsın nobel ödüllü Orhan Pamuk oldu başımıza haspam. bide gelip "bin çik sivdim taammi o binim hirşiyim" diye ağız yamultmuyorlarmı ona deli oluyorum :D Flört denilen şey yani tanıma amaçlı kısa ilişkiler bu tur durumların olmaması için vardır. Isteyen o dönemde istediğini yapar, ister sadece gezer, ister gece klüplerine gider, istesede tutar kolundan bi çay bahçesine gider, kimin eli kimin popişinde muhabbeti edipte o insanları kötülemeyin. o dönemlerde ne yapıldığına niye takiliyorsunuz ki ? Flörtü kendi aleyhinize suistimal etmekten vazgeçin. Birbirinizi tanımaktan korkmayın.
3 - 5 günlük ilişkiden sonra ağız yamultanları ve kimin eli kimin neresinde muhabbetleri yapanları size zahmet gördüğünüz yerde taşla kovalayın, kafalarını yarın. Mahallenizden falan kovun.
Muhalif olanda beri gelsin hele bişey deniyecem :D